Enerjimagazin-BOTAŞ, SOCAR ve BP arasında Azeri doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa pazarına ulaştıracak olan TANAP Projesi Ortaklar Anlaşması imzalandı.
TANAP kapsamında Türkiye'ye ilk gaz akışının 2018'de başlaması planlanmakta olup, başlangıç için yıllık 16 milyar metreküp olacak taşıma kapasitesinin, kademeli olarak önce 24 milyar metreküpe ve ardından 31 milyar metreküpe çıkarılması hedefleniyor. Projenin ana tedarik kaynağını oluşturacak olan Azerbaycan'ın Şah Deniz-2 Doğal Gaz Sahası, halen BP'nin liderliğini yaptığı ve TPAO'nun yüzde 19 hissesi ile ikinci büyük ortak olarak yer aldığı uluslararası bir konsorsiyum tarafından geliştiriliyor. 1850 km uzunluğu ile Güney Gaz Koridoru olarak adlandırılan 45 milyar dolarlık gaz tedarik zincirinin en uzun bölümünü oluşturan TANAP'ın, Güney Kafkasya Boru Hattı (SCP)'ndan teslim alacağı doğal gazı 2020 yılı başından itibaren Trans Adriyatik Doğal Gaz Boru Hattı'na (TAP) bağlanarak Yunanistan, Arnavutluk ve italya üzerinden Avrupa'ya ulaştırması hedefleniyor.
Türkiye'nin Gürcistan sınırında Ardahan ili Posof ilçesi Türkgözü köyünden başlayarak Ardahan, Kars, Erzurum, Erzincan, Bayburt, Gümüşhane, Giresun, Sivas, Yozgat, Kırşehir, Kırıkkale, Ankara, Eskişehir, Bilecik, Kütahya, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Tekirdağ ve Edirne olmak üzere 20 il, 67 ilçe ve 600 köyden geçerek Yunanistan sınırında Edirne'nin ipsala ilçesinde son bulacak ve bu noktadan itibaren Trans Adriyatik Doğal Gaz Boru Hattı'na bağlanacak olan TANAP'ta, geçtiğimiz Ekim ayında imzalanan Ana Hat Boruları Alım Sözleşmeleri çerçevesinde toplam kapsamın yüzde 80'inin Türk üreticiler tarafından tedarik edilmesi ve yine geçtiğimiz Aralık ayında imzalanan Karasal Boru Hattı inşaat Sözleşmeleri kapsamında boru hattının Gürcistan-Türkiye sınırından Eskişehir'e kadar olan 56 inç çapındaki 1334 km'lik bölümünün üç lot halinde, aralarında Türk ve Azeri müteahhitlerinin çoğunluğu oluşturduğu firmalar tarafından inşa edilmesi kararlaştırılmıştı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında gerçekleşen imza töreninde yaptığı konuşmada, TANAP'ın siyasi tehditler ve ekonomik fırsatların buluştuğu bir proje olduğunu belirterek, "Ham petrol fiyatlarına bağlı olarak gaz fiyatlarının düşmüş olmasına rağmen biz projeye devam kararındayız" dedi.
Son dönemde bazı firmaların enerji yatırımlarını durdurduklarını ifade eden Yıldız, "Bu projenin önüne ekonomikten ziyade siyasi engeller çıkarılmaya çalışıldı ama bu projenin önünde siyasi bir engel olmayacaktır" diye konuştu.
TANAP'ın ortakları olan SOCAR ve BP'ye güvendiğini ifade eden Yıldız, "Bu tür projelerin tehditleri ve fırsatları bitmez. Biz 20 ilden geçecek projeyi göstermelik değil fonskiyonel olarak da çevreye, faunaya zarar vermeden gerçekleştireceğiz. Batı standartlarının hemen hemen hepsi uygulanacak" dedi.
Yıldız, TANAP'ın temelinin 17 Mart'ta Türkiye ve Azerbaycan devlet başkanlarının bulunacağı bir törende Kars'ta atılacağını belirterek, projenin, programın daha önünde ilerleyen hıza sahip olduğunu söyledi.
TANAP'ın, Avrupa Birliği üyelerinin gaz tedarikiyle ilgili çok önemli bir proje olduğuna işaret eden Yıldız, şöyle devam etti:
"TANAP ham petrolden etkilenmeyecek kadar stratejiktir, etkilenmez demiyorum, ama kararlılığımız devam edecektir. 2018 yılının sonunda Şah Deniz 2 projesinin doğalgazını hem Türkiye'de hem Avrupa'da kullanacağımızı ümit ediyorum. Aynı zamanda Şah Deniz ve Hazar'daki hisselerimizi de arttırdık. Biz bu işlerden pişman değiliz, mutluyuz. Türkiye'nin 2040'lı 2050'li yıllarına zemin hazırlıyoruz."
BP Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye Bölge Başkanı Gordon Birell de Türkiye'nin BP için stratejik bir ortak olduğunu ifade ederek, "Türkiye son 5-10 yılda önemli bir enerji merkezi oldu. TANAP'ta partner olmamız bizim için önemli bir adım. TANAP, Türkiye'nin enerji güvenliği için önemli bir fırsat" değerlendirmesinde bulundu.
BOTAŞ Genel Müdür Vekili Mehmet Konuk, TANAP'ın Türkiye ve Avrupa'nın doğalgaz ihtiyacının büyük bölümünü karşılayacağını ve bölgenin enerji arz güvenliğine büyük katkı sağlayacağını söyledi.
BOTAŞ'ın TANAP'taki ortaklık payının yüzde 30'a çıkarıldığını anımsatan Konuk, projenin hızla ilerlediğini vurguladı.
Konuşmaların ardından Bakan Yıldız, SOCAR Yönetim Kurulu Başkanı Rovnag Abdullayev, TANAP Genel Müdürü Saltuk Düzyol, BP Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye Bölge Başkanı Gordon Birell veBOTAŞ Genel Müdür Vekili Mehmet Konuk ortaklık anlaşmasını imzaladı.
Ortaklık anlaşması ile TANAP'ta SOCAR'ın payı yüzde 58, BP'nin payı ise yüzde 12 oldu. BOTAŞ'ın yüzde 30'luk hissesi sabit kaldı.
"TANAP'la ilgili rekabet oluşturma siyasetimiz olmaz"
Bakan Yıldız, imza töreninde gazetecilerin sorularını cevapladı.
Rusya ile görüşülen Türk Akımı projesinin TANAP'a rakip olup olamayacağının sorulması üzerine Yıldız, Türkiye'nin kabiliyetlerinin birçok projeyi aynı anda gerçekleştirmeye yönelik olduğunu ve bu projelerin birbirine rakip projeler olmadığını ifade etti.
Güney Akım'ın iptalinden sonra Türk Akımı projesine sıcak bakıldığını belirten Yıldız, "Biz TANAP'ın ortağıyız, yüzde 30 hissemiz var. Aynı şekilde Şah Deniz'de 468 kilometrekarelik bir alanda da hisselerimizi arttırdık. TANAP bizim elimizde büyüyor, öz varlığımızdır. Onunla alakalı rekabet oluşturma gibi bir siyasetimiz olmaz. Bu projeler Avrupa'da tüm kapasitesiyle kullanılan projelerdir. Biz, birçok diğer projeyle beraber Türkiye'nin siyasi istikrarını vurgulamış olacağız" diye konuştu.
Yıldız, TANAP'tan önce planlanan Nabucco Projesinin gerçekleştirilememesinin nedeninin sorulması üzerine, kaybedenin Türkiye değil Kuzey Avrupa ülkeleri olduğunu ve TANAP'ın Nabucco'nun yerini fevkalade şekilde aldığını söyledi.
Taner Yıldız, Macaristan Cumhurbaşkanı Janos Ader'in Türkiye ziyareti sırasında enerji konusunu görüştükleri anımsatarak, "Macaristan; Yunanistan, Makedonya ve Sırbistan üzerinden doğalgaz tedarik etmek istiyor. Gaz tedariki konusunda istekli. Macaristan Cumhurbaşkanı'nın 'bundan sonraki girişimleri beraberce takip edelim' dediği bir süreci yaşayacağız" ifadelerini kullandı.
Aynı zamanda Katar Emiri ile Afşin-Elbistan Santrali ile alakalı verecekleri teklif üzerinde konuştuklarını anlatan Yıldız, "Bu projenin mutlaka geliştirilmesi lazım. Petrol, gaz ve kömür projelerimizi aynı anda geliştirmemiz lazım" dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, 17 Aralık sürecine de değinerek, şunları kaydetti:
"17 Aralık süreci başarılı olsaydı bugün TANAP'tan bahsedemiyor olacaktık. Bütün bu projenin arkasındaki temel saygı, temel güç, bizim siyasi istikrardan aldığımız ve onun sürdürülebilirliğine olan inancımızdan kaynaklanıyor. Başka türlü, 'siyasi istikrar olmasın, ben enerji sektöründe acayip işler yaparım' diye bir şey yok. Hiçbir sektörün mutlak değer büyüklüğü siyasi istikrardan daha büyük değildir. O yüzden, siyasi istikrara sahip çıkmak yalnızca iktidar partisinin değil, muhalefetin, sivil toplum örgütlerinin, akademisyenlerin, sanat dünyasının ve hatta paralel yapının da sorumluluğudur. Onlar siyasi istikrara tehdit oluşturdukça biz herhangi bir taviz vermeyeceğiz. Kendini iyi niyetli olarak paralel yapının içerisinde hissedenler, gerçekleri önümüzdeki süreçte daha fazla görecekler. O yüzden, biz yolumuza devam edeceğiz, önümüzdeki projelere devam edeceğiz. Türkiye'nin bölgesiyle beraber ilerlemesi, büyümesi, gelişmesi inşallah sağlanmış olacak."
Bu haberin tüm hakları www.enerjimagazin.com'a aittir.
Aktif Link verilerek veya açık kaynak gösterilerek kullanılabilir. |
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)