Adımız: TAŞERON Soyadımız: KÖLE
Haber
03 Ekim 2013 - Perşembe 22:34 Bu haber 4096 kez okundu
 
Adımız: TAŞERON Soyadımız: KÖLE
DOĞAL GAZ Haberi
Adımız: TAŞERON Soyadımız: KÖLE

Taşeron firma çalışanları seslerini duyurabilmek ve taleplerini haykırmak için Başkent Ankara’ya akın ettiler. Kamuda, çaycıdan, garsona, şoförden, güvenliğe, hasta bakıcıdan hemşireye kadar pek çok alanda 567 bin taşeron işçi çalışıyor. Kamu kurum ve kuruluşlardaki hemen bütün işleri taşeron olarak çalışanlar yapıyorlar. işten atılırım korkusu ile zor şartlara rağmen işlerini en iyi şekilde yapmaya çalışıyorlar. Kamu kurum ve kuruluşlarında, “202.620 Temizlik, 155.361 Diğer hizmetler, 119.316 Güvenlik, 40.804 Veri giriş, 19.275 Hasta yönlendirme, 10.496 Bahçe bakım, 10.226 Atık,  5.314 Sağlık, 2.632 Dağıtım, 1.214 Yazılım, 514 Sayaç okuma, 87 Tahmil-tahliye” personeli olmak üzere “Toplam: 567.85” taşeron eleman çalışıyor. Özel Sektörde ise,"318.087 inşaat, 63.849 imalat, 12.606 Madencilik ve taş ocakçılığı, 10.347 Ulaştırma ve depolama, 4.146 idari ve destek hizmetleri, 10.431 Diğer hizmetler" olmak üzere "Toplam: 419.466" kişi taşeron şirketlerde çalışıyor. Taşeron çalışanların taleplerinin başında “Statü ve iş garantisi sorununun çözümü” geliyor. Her fırsatta unutulan taşeron işçilerinin sorunlarının ve sıkıntılarının gün geçtikçe artmasına rağmen hükümetin gerekli adımları atmadığından şikayet eden taşeron çalışanlar yurdun dört bir yanından Başkent Ankara’ya akın ettiler. Ankara Güvenpark’ta buluşan taşeron çalışanları, buradan yürüyerek Abdi ipekçi Parkına geldiler. Ellerinde “Emeğin karşılığını emekçilerin mücadelesiyle kazanacağız”, “Alın terinin gücünü, emekçilerin birlikteliğini hiçbir güç yenemez” ve “Canımızı taktık dişimize, üç beş çocuk neyimize” dövizlerini taşıyan işçiler,  “Eşit işe eşit ücret” ve “iş güvencesi ve kadro istiyoruz” sloganları attı. Kamu Şirket Çalışanları Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (KAŞiD) Genel Başkanı Adem Kuru, Abdi ipekçi Parkı’nda, taleplerini içeren basın açıklamasını yaptı. Taşeron işçiler, yapılan basın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde dağıldılar. Taşeron işçiler yaptıkları basın açıklamasında aşağıdaki bilgilere yer verdiler; Biz taşeron işçileri meydanlara indirenlere, bizlerin gözündeki bu ışığı yüreğimizde ki sadelik ve onurlu mücadelemizi görüp de görmezden gelenlere yazıklar olsun. Onlara haklarımızı helal etmiyoruz. iki cihanda tüm işçilerin elleri halimizi görmezden gelenlerin yakasında olacaktır. Kavga edenler değil kaygı duyanlar olarak Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya geldik. Sivas-Ordu-Adana-Kütahya-Yozgat-Çorum-Amasya-Giresun-Malatya-Kahramanmaraş-Osmaniye-Şırnak-Kütahya Tavşanlı-Muğla-Bursa-Karadeniz Ereğli-Aydın-Uşak-Hatay-Osmaniye-Mersin-Tarsus-Karaman-Konya-Kayseri-Tokat-Hakkari-Diyarbakır-Bitlis-Ankara-istanbul-Tekirdağ ve ismini sayamadığım bir çok ilden binlerce insan tek ses tek yürek olarak tüm Türkiye’ye haykırıyoruz. Taşeron işçi mağdur, taşeron işçinin hakkı yeniyor, geleceği ipotek ediliyor, emeği sömürülüyor, adımıza Taşeron soyadımıza Köle deniyor. Daha ne kadar dayanabiliriz. Bizlere destek vermeniz için kaç işçimizi daha kurban etmemiz lazım. Kamuda çalışan Taşeron işçiler olarak, iş garantisi ve güvenilir gelecek kaygısı yaşarken, sizler, sorunumuza çözüm bulmuş gibi yıllık izin, mesai saati, kıdem tazminatı ile uğraşıyorsunuz. iş garantisi olmayan, geleceği insanların iki dudağı arasında, hukukun çiğnendiği bir kölelik siteminde yıllık izin mesai saati kıdem tazminatı çözüm olamaz. Tek çözüm vardır tek çıkar yol vardır tek çare vardır tüm taşeron işçilerin Devlet güvencesinde kadroya alınmasıdır kadroya. insanca yaşamaktan, iş garantisi ve güvenilir gelecek talebimizden başka ne istedik sizlerden. Haklarımız gasp ettiğiniz halde hangi Taşeron işçisi kurumuna ihanet etti. Türkiye Cumhuriyeti Anayasamızda net bir şekilde tanımlanmıştır. Demokratik, Laik, Sosyal bir Hukuk Devletidir. Hukuk Devleti demek ADALET demek… Hukuk Devleti demek EŞiTLiK demek… Hukuk Devleti demek Yargının verdiği kesin olan kararların uygulanması demek. Peki, Hukuk Devletinin tanımı bu kadar açık ve net tanımlanmışken neden Yargı kararlarını Mahkeme kararlarını yok sayıyor ve Anayasayı ihlal ediyorsunuz? Anayasa ihlal edilmez, kanunlar yok sayılmaz, mahkeme kararları işinize geldiği gibi yorumlanmaz. Kesin olan ne ise Hukuk Devleti bunu uygulamak zorundadır. Bizde Hukuk Devletine Adalete güvenerek Mahkemeleri ve kadro hakkını kazandık. Ne kadar uzatırsanız da yok saymaya çalışsanız da 2. Maddeyi değiştirmeye isteseniz de kazanılmış hakkımız olan Kadroyu vermek zorundasınız. Tüm kamu kurum ve kuruluşlarında her sektöründe Taşeron işçi var. Özellikle 2010 yılından sonra bu rakamlar tavan yaptı. Resmi rakamlarla 578bin Taşeron işçi Kamuda emek veriyor. Sağlıktan ulaşıma enerjiden belediye hizmetlerine varana kadar Bilgi işlem, hasta yönlendirme, özel güvenlik, yemekhane, şoför, hizmetli, temizlik işleri yapanlar bununla beraber diğer hizmet alımı pozisyonunda çalışan işçilerimiz kamunun bel kemiğini oluşturmaktadır. Bizlerin bu kadar fedakârlığı karşısında kamu ve alt işveren taşeron işçi için ne yapıyor. Emeğimizi sömürüyor emeğimizi… Sn. Bakan kafasına takmış. Taşeron işçinin hakkı yeniyor. Mesaisi fazla. izin hakkı yok. Kıdem Tazminatı alamıyor. Emeği sömürülüyor. Sn. Bakanım Allah aşkına bırakın artık bu söylemleri. Bizim derdimiz yıllık izin değil, mesai değil, kıdem değil. Bunlar Anayasal ve yasal haklarımız. Bizim derdimiz iş garantisidir iş garantisi. Bunu biz değil Hukuk diyor. Asıl işin bir parçası alt işverene verilemez. Eğer veriliyorsa başlangıçtan buyana asıl işverenin işçisi sayılması gerekir. Mahkeme onayladığı kararlarla kadrolu olmamız gerektiğini onaylamıştır. Eğer Anayasaya göre Hukuk Devletiysek bu kararlar uygulanacak. Taşeron işçi hakkı olan kadroya kavuşacak. Hiç kimse hangi kademe de ne iş yapıyor olursa olsun Anayasayı yasaları kanunları ve Hukukun üstünlüğünü yok sayamaz. Kimseye yok saydırmayız. Sen Taşeron işçiye her işi yaptır her yerde çalıştır şartnameler dışında görevler yükle özel işlerinde yardımcı olmalarını emret hakka hukuka adalete geldiğinde sen taşeron işçisin ne hakkın var işine geliyorsa çalış yoksa yerine binlerce bekleyen var diye tehdit et. Sen kimsin ki bizleri tehdit ediyorsun. Biz olmazsak sen nasıl olacaksın. Hiç kimse Taşeron işçiyi tehdit edemez. Sosyal devlet anlayışında bu olmaz. Olamaz. Olmamalıdır. Buna biz değil Taşeron işçiler değil tüm Türkiye itiraz etmeli. Birlikte tepki koymalı. Eğer bunlara bugün tepkili olmazsak işten çıkartmaları engelleyemeyiz. iş kazalarını önleyemeyiz. Kaderimiz insanların iki dudağı arasında olmaya devam eder. ÇSGB Taşeron işçi Yasasından bahsettiği 2 yıllık dönemde binlerce insan işinden çıkartıldı. Haksız ve hukuksuz yere işinden atılan insanlar bu Ülkenin insanı değil mi? Bunlar Yunanistan dan mı geldi. Özelleştirme adı altında binlerce Taşeron işçi işinden çıkartılıyor. Kadroluya tanıdığınız hakları neden Taşeron işçiye tanımıyorsunuz? Onlar da kurumun çalışanı işçisi değil mi? Satarken kurumu satıyorsunuz emeği neden satıyorsunuz? Taşeron işçinin emeğini neden istismar ediyorsunuz? Onlara özelleştirmeden dolayı sözleşme hakkı neden tanıyorsunuz? Hani Anayasaya göre eşittik. Hani Adalet var dı… Nerdesin Sn. Bakanım neden işçi kıyımlarına müdahale etmiyorsun? Onca insan gözü yaşlı olurken sen nasıl rahat yatarsın? Vicdanın buna nasıl müsaade eder… Hadi işten çıkartılmalara müdahele etmiyorsun da Taşeron işçilerin aldığı maaşla neden dalga geçer gibi konuşuyorsun. Bu devirde 800 tl iyi paraysa verelim sana sen geçinde görelim. Biz geçinemiyoruz. Belki Sn. Bakanım sen geçinirsinde bizde nasıl geçineceğimizi öğreniriz. Sn. Başbakan sosyal diyalog ve taraflarla görüşme derken bakanlık hala sosyal taraf olarak sadece sendikaları muhatap alıyor. Yahu işçinin derdini sorununu yaşayan insanlar olarak bizden iyi kim anlar. Sendikalar masa başı sendikacılıktan başka ne yapıyor ki Taşeron işçinin hakkını savunsun. Sosyal diyalog ve taraf olarak biz olmazsak sizlerin bu sorunun çözümü için seçtiğiniz taraflar yanlış…Sendikalarla bu sorunu ç.özemezsiniz… illa bu sorunu çözecekseniz binlerce insan burada gelin oturalım bi masa etrafına çözelim. Bırakın bu alt işverenlik işleriniz. Sırtımızdan sermayeyi zengin etmeyin. Sebepsiz zenginleşmelere yol vermeyin. işçinizin sırtından geçinenleri bırakın işçinizler beraber olun. Devlet güvencesinde iş garantisini kadro yu alıp bitirelim bu işi. Bizler, 803 türk lirasıyla geçinmeye çalışırken sizler, kişi başına düşen milli gelir 10 bin doları aştı diye seviniyorsunuz. 803 lira nireeee 10 bin dolar nireeee. Bu ayıp bu Ülkeye yakışmaz sn. Başbakanım yakışmaz. Gerçi 803 tl geçinmek için iyi para. Peynirin zeytinin ekmeğin fiyatı belli diyor sn. Bakan. Hadi sen 803 tl ile geçinde görelim. Bizler, hayat standartlarına yakın yaşamak isterken asgari ücretten alınan vergilerin işçiye verilmesini talep ediyoruz. Maliye Bakanlığı bütçe buna uygun değil diyor. Sizler Suriye’den gelen göçmenlere 2 Milyar TL para harcarken bütçe uygunda Taşeron işçinin emeğinin karşılığına gelince mi bütçe batıyor. Hakkımızı almak için illa Suriye den mi gelelim, illa dağdan mı inelim… Taşeron işçinin var olan hakkını verme. Hem de 3 çocuk yap de. Sn. Başbakanım biliyor musunuz Taşeron işçiler çocuk parası kaç lira alıyor. 13 tl para alıyoruz. Memur gibi kadrolu işçi gibi değiliz sn. Başbakanım. 13 tl ile 3 çocuk değil 1 çocuk bile yapmak imkansız. Nasıl geçindirelim bunları aldığımız maaşla 3 çocuğa bakmak Taşeron işçi için imkansız., Ama Taşeron işçilerimiz adına bir konuda söz veririm. Siz kadromuzu verin bizde 3 çocuk da yaparız 4 çocuk da yeter ki kadromuzu verin. Bu haberin tüm hakları www.enerjimagazin.com'a aittir.
Aktif Link verilerek veya açık kaynak gösterilerek kullanılabilir.





Kaynak: Editör:
Etiketler: Adımız:, TAŞERON, Soyadımız:, KÖLE,
Yorumlar
Haber Yazılımı