Nihat Özdemir, Yatırımcıların Önündeki Tüm Engeller Kaldırılmalıdır.

Enerjimagazin - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Orman ve Su işleri Bakanlığı tarafından; enerji alanında faaliyette bulunan firmaların hidroelektrik projeleri yatırımlarında karşılaştıkları meseleleri çözmek ve çevreye verilebilecek tahribatı asgariye indirmek maksadıyla, DSi Genel Müdürlüğünün ev sahipliğinde bir toplantı düzenlendi. ilki 2010 yılında yapılan ve artık geleneksel hale gelen toplantıya; Orman ve Su işleri Bakanı Prof. Dr. Veysel EROÄžLU, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner YILDIZ, Orman ve Su işleri Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Lütfi AKCA, Müsteşar Yardımcısı Mustafa ELDEMiR, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Zafer BENLi, DSi Genel Müdürü Akif ÖZKALDI, Orman Genel Müdürü ibrahim ÇiFTÇi, TEDAŞ Genel Müdürü Haşim KEKLiK, TEiAŞ Genel Müdürü Kemal YILDIR, EPDK Başkan Yardımcısı Vedat GÜN, LiMAK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat ÖZDEMiR, iNTES Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü KOÇOÄžLU, Limak Holding Enerji Üretim Grubu Genel Müdürü  Taner ERCÖMERT’in yansıra kamu kurum ve kuruluşlarının üst düzey yöneticileri ile enerji sektöründe faaliyet gösteren özel sektör temsilcileri ve basın mensupları iştirak etti. Toplantıda Grubumuzu E-Grup Yayınlar Koordinatörü Atilla KAYA temsil etti. Toplantıda “Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su Kullanım Hakkı Anlaşması imzalanmasına ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” çerçevesinde mevcut durum, uygulamada karşılaşılan aksaklıklar tespit edilerek ve çözüm önerileri görüşüldü. Sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki bölüm halinde gerçekleştirilen toplantının ilk kısmı DSi Genel Müdürü Akif ÖZKALDI’nın ülkemizdeki enerji sektörünü özetleyen sunumu ile başladı. Sunumun ardından "HES Projelerindeki Problemler ve Çözüm Önerileri" konulu toplantı Özel Sektör Temsilcileri ve katılımcı bakanların konuşmalarıyla devam etti. Toplantının öğleden sonraki kısmında ise özel sektör temsilcilerinin projelerinin daha işler şekilde hayata geçirilebilmesi yönündeki talepleri dinlenerek soruları cevaplandı. Projelerin çevreye verebileceği tahribatın asgariye indirilmesi yönünde karşılıklı görüş alışverişinde bulunularak toplantı tamamlandı. Toplantının açılış konuşmaları bölümünde kürsüye gelen Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat ÖZDEMiR yaptığı konuşmasında HES yatırımlarında Holding’in geldiği noktanın başarı hikayesini anlattı ve yatırımcıların sorunlarına değindi. Konuşması salonu dolduran katılımcılar tarafından alkışlarla kesilen Özdemir “Yatırımcıların önündeki tüm engellerin kaldırılmasının” gerektiğine vurgu yaptı. Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat ÖZDEMiR’in yaptığı konuşmasının tamamı; 2002-2012 arasındaki 10 yılda sağlanan 20 000 MW’lık ilave kapasitenin 14 000 MW’ı özel sektörce gerçekleştirilmiştir. Bu gelecek içinde enerji üretim yatırımlarının ağırlıklı yönünü göstermektedir. Bu yıl sisteme 3500-4000 MW’lık kurulu güçte yeni santrallerin eklenmesi beklenilmekte olup bunun % 60’ı HES’dir. HES’LERDE DSi iLE SU KULLANIM ANLAŞMASI USULUYLE GERÇEKLEŞTiRME EN PRATiK YOL Ülkemizde son yıllardaki uygulamaları değerlendirdiğimizde, bizim de uzmanlık alanımız olan HES’lerin, elektrik üretim faaliyetinde bulunmak üzere yapımını, DSi ile su kullanım anlaşması imzalanarak özel sektörün üstlenmesinin en pratik yol olduğu görülmüştür. Ancak uygulamada bazı sorunlar vardır, bunlar süratle giderilmelidir. Özel sektör yapım sürelerini kısaltarak projeleri süratle ekonomiye kazandırmaktadır. Örneğin, biz yılda 1 milyar kWh’lik üretim potansiyeline sahip Alkumru HES’imizi 3 yılda tamamladık. Eğer bu üretimin doğal gazla karşılanması gerekseydi, her yıl yurt dışından 200 milyon m3 gaz ithal edilecek ve buna yılda 85 milyon $ ödenecekti. 49 yıllık işletmede bu çerçevede tasarruf 4 milyar $ olacaktır. HES’LERDE DEVLET DESTEÄži SÜRDÜRÜLMELi VE GELiŞTiRiLMELiDiR. Halen özel sektör tarafından müracaat edilen HES projelerinin kurulu gücü 20 000 MW’ı aşmış olup bu yatırımların zamanında tamamlanması için kesinlikle Devletimizin desteğinin sürdürülmesine ihtiyaç vardır. Teşvikler geliştirilmeli ve bir süre daha sürdürülmelidir. HES’LER DE STRATEJiK YATIRIMLAR ARASINDA YER ALMALIDIR. Ülkemizin petrol ve doğal gaz kaynaklı ithal girdisini azaltan ve en önemli milli enerji kaynağımız olan suyu kullanan HES’ler 6. Bölgede yapılsa dahi niye stratejik yatırım sayılmıyor. işimizi yavaşlatan ve maliyetimizi artıran birçok sorun var hala, Yatırımcıların önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır Enerji piyasasındaki riskler, belirsizlikler, sorunlar süratle giderilmelidir. Baraj ve HES yapıları denetimiyle ilgili belirsizlikler ve sorumluluk karmaşası giderilmelidir. Bu işin lokomotif görevini sektörün uzman kuruluşu olan DSi üstlenmelidir. HES proje onayları ve kabulleri süratle sonuçlandırılmalı, işin yapım ve tamamlanmasında yatırımcıya engel çıkarılmamalıdır. ÖDEDiÄžiMiZ KATKI PAYLARI CANIMIZI YAKIYOR DSi’ye her yıl ödenen HES katkı payı bedellerinin yıllık güncellemeleri makul oranlarda olmalıdır. Ödediğimiz katkı payı bedelleri canımızı yakmaktadır. Piyasadaki elektrik fiyatı artışının üzerinde bir katkı payı artışı yatırımcıyı mağdur etmekte ve projenin fizibilitesini olumsuz şekilde etkilemektedir. Katkı payı bedellerinin adil olarak güncellenmesi bizi çok ilgilendiriyor, çünkü biz Limak olarak Uzunçayır HES ve Alkumru HES için DSi’ye son 3 yılda 82 milyon TL tutarında ödeme yapmış ve bu projelerimizle DSi’nin yıllık katkı payı gelirine 2011’de % 68 ; 2012’de ise % 44 oranında katkı sağlamış durumdayız. SORUNLARIMIZ Barajlara gelen suyun aylık bazda ağırlık katsayısına bakıldığında feyezan döneminin ağırlık oranı % 65’e ulaşmakta.2012’de 14.86 krş. olan ortalama pmum fiyatı gelen suyun ağırlık katsayısı dikkate alınarak tekrar hesaplandığında 12.92 krş.’a düşüyor. Bu nedenle, EPDK’ca TORETOSAF katsayısının belirlenmesinde barajlara aylık bazda gelen suyun ağırlık katsayısı da dikkate alınmalıdır. Hatta TORETOSAF dışında HES’lere özel makul yeni bir formülasyon da bulunabilir. HES’ler genel feyezan dönemi olan Mart – Haziran aylarında yıllık enerjilerinin % 60 ila 75’ini üretmektedir. Ancak HES emre amade kapasitede % 80’in aşıldığı bu aylarda elektrik piyasa fiyatları yılın en düşük seviyesine ulaşmakta ve katkı payından düşük fiyatlar sonucunda hidroelektrik enerji kaynağından tam fayda sağlanamamakta ve tesislerden boşa su atılmaktadır. Eğer YEKDEM Anlaşmaları yıllık yerine örneğin üçer aylık periyotlar şeklinde yapılırsa, bu esneklik hidroelektrik santrallerin feyezan dönemlerinde YEKDEM anlaşması yapmasını cazip hale getireceğinden HES’ler piyasa fiyatından bağımsız olarak kesintisiz üretim yapma fırsatı bulacaklardır. Bu durumda feyezan döneminde ülkemizdeki hidroelektrik emre amade kapasite tamamen kullanılmış olacağından bu önemli milli kaynağın israfının önüne geçilmiş ve ülke ekonomisine ilave katkı sağlanmış olunacaktır. Üretim santralleriyle ilgili olarak, iletim hattı kullanım bedellerindeki yüksek değerler projelerin fizibilitesini olumsuz etkilediğinden makul değerlere çekilmelidir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu projelerinin yüksek rakamlı bölgesel farklılıkları revize edilmelidir. HES’lerde iletim hattını finansmanını da sağlayarak kendisi yapan yatırımcının mağdur olmaması için hat yapım geri ödeme tutar ve süreleri gerçekci ve adil olmalıdır. Elektrik iletim hatlarımız süratle yenilenmeli, hat kapasiteleri ve verimliliği artırılmalıdır. HES projelerinin hem baraj ve HES yapıları hem de iletim hatlarıyla ilgili kamulaştırma süreçlerinin makul bir zaman diliminde sonuçlanması sağlanmalıdır. Bu konuda Devletimizin sürekli desteğine ihtiyaç vardır. Primer frekans kontrolü uygulaması gözden geçirilmeli ve HES’lerin yıllık fiili çalışma kapasiteleri dikkate alınarak HES yatırımcısına külfet getirmeyecek gerçekçi bir model bulunmalıdır. HES Projelerinin revize fizibiliteleri DSi’ce projenin kazanılmış su kotları hakları çerçevesinde değerlendirilmeli ve bu kapsamda jeolojik sorun odaklı mücbir sebepler dikkate alınmalıdır. Projenin fizibilite revizyonuyla kazanılan enerji artışından tabii ki DSi’de bir pay almalıdır. Ama bu pay yatırımcıyı mağdur etmeyecek makul bir oranda olmalıdır. Ülkemizde 2012’deki 239 milyar kWh’lik elektrik üretiminin % 24’ünü HES’ler sağlamıştır. Enerji ithalatına 2011’de 54 milyar $, 2012’de 60 milyar $ ayıran devletimiz, tüm yerli enerji kaynaklarını,önceliklede HES projelerini süratle geliştirmelidir. Gelecek 20 yılda planlanan HES’lerin tümü yapılarak mevcut HES kurulu gücü 2’ye katlanmalıdır. Enerji Üretim yatırımlarında HES’lere öncelik ve ağırlık verilmesi ve gelecekte de özel sektörün enerji yatırımlarındaki ivmesinin korunması dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum, teşekkürlerimi sunuyorum.