Sabancı'dan Enerji Forumu

Sabancı Üniversitesi istanbul Uluslararası Enerji ve iklim Merkezi (IICEC)'nin her yıl geleneksel olarak düzenlediği "IICEC Uluslararası Enerji Forumu"nun dördüncüsü bu yıl Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün katılımı ile başladı.
Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve IICEC Yönlendirme Kurulu Fahri Başkanı Dr. Fatih Birol’un ev sahipliğinde düzenlenen ve uluslararası enerji piyasalarının tartışılacağı ve yorumlanacağı forumun açış konuşmaları Güler Sabancı, Fatih Birol ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yapıldı. Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı günün anlam ve önemine ilişkin bir konuşma yaptı.
Sabancı konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
"Enerji ve iklimle ilgili stratejilere katkıda bulunmak için Sabancı Üniversitesi istanbul Uluslararası Enerji ve iklim Merkezi'ni küresel çapta tanınacak bir merkez olarak tasarladık. Bu fikrin altında çok somut bir gerçek yatıyordu: Uluslararası enerji üretimi ve tüketimi, gelişmekte olan ülkelere doğru kaymaktaydı. Türkiye'nin küresel enerji ortamındaki rolü ve önemi büyüyor. istanbul ise bütün ihtişamıyla küresel enerjinin buluşma noktası oluyor. IICEC'i sadece kıtaları birleştirmesi nedeniyle değil, bölge ve dünya genelinde enerji geleceğinin daha parlak olmasını sağlayacak fikirlerin şekilleneceği stratejik konumundan ötürü istanbul'da kurmayı seçtik" dedi.
IICEC Yönlendirme Kurulu Fahri Başkanı Dr. Fatih Birol da yaptığı konuşmada, "Enerji ile ilgili yeniden pazarlık masasına oturma şansı doğacaktır." dedi. Dr. Fatih Bingöl konuşmasına şu şekilde devam etti:
"Önümüzdeki 10 yıl içinde Avrupa'da ve Türkiye'deki mevcut gaz kontratlarının üçte ikisi biteceğinden dolayı alıcı ülkeler için satıcı ülkelerle yeniden pazarlık masasına oturma şansı doğacaktır." diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle kaya gazı devrimiyle, daha ucuz maliyetli anlaşmalar yapabilme imkanı olacağı söylenebilir.
Bu durum, Türkiye gibi enerjide ithalata bağımlı ülkeler açısından büyük önem taşımaktadır çünkü beş yıl içinde yapılacak yeni anlaşmalar, 30-40 yıl devam edecek ve bu ülkeler eğer bu dönemde doğru adımları atarsa hem daha ucuza enerji ithal etmiş hem de cari açığa katkı sağlamış olacaklardır."
Türkiye'nin hemen yanı başındaki Rusya, Hazar bölgesi, Irak, iran, diğer Ortadoğu ülkeleri ve Doğu Akdeniz'deki doğal gaz rezervlerinin, tüm dünya rezervlerinin yüzde yetmişine karşılık geldiğini söyleyen Fatih Birol, daha da önemlisinin bu rezervlerin bir çoğundan elde edilecek petrol ve doğal gaz üretim maliyetinin dünya ortalamalarının çok altında ve dolayısıyla çok ekonomik olduğunu vurguladı. Buna örnek olarak da şu anda Irak'ın kuzeyindeki gazın üretim maliyetinin Amerika Birleşik Devletleri'nden bile düşük durumda olduğunun altını çizdi.
Fatih Birol sözlerini, Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda enerji konusunda alacağı kararların hem ekonomisinin büyümesine ciddi katkılar yapabileceğini hem de bölgesel arz güvenliği için hayati bir önem arz edebileceğini söyledi."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'de yaptığı konuşmada: ” Türkiye'nin AB'ye en büyük katkısının enerji alanında olacağını söyledi. Gül: Türkiye’nin AB'ye en büyük katkısı enerji alanında olabilir. Bu noktanın AB fasıllarında öncelikli ele alınmasını arzu ediyoruz. AB hala bu konuda stratejik olarak miyoptur." Orta vadede hidro karbon kaynaklar önemli, yenilenebilir enerjiye ARGE desteği şarttır." dedi. Cumhurbaşkanı ayrıca, "Türkiye'de yerli kaynaklar kullanılması dış kaynaklara bağlı yaşamayı azaltmıştır. Bu doğrultuda yeni projeler geliştirilmektedir. Türkiye enerji arzı güvenliğinde de önemli bir konumdadır". dedi.