Enerjimagazin-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Muğla Yatağan'da Tes-iş ve Maden-iş'e bağlı işçilerinin 184 gün önce Yatağan Termik Santrali önüne kurdukları direniş çadırını ziyaret etti.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, miting dönüşü Muğla'da Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri ile bu santrallere kömür temin eden linyit sahalarının özelleştirilecek olması nedeni ile Yatağan Termik Santrali önüne kurulan direniş çadırını ziyaret etti. Direniş çadırında bir konuşma yapan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Türkiye'nin en temel sorunlarından birisi taşeronlaşma. Taşeronlaşma, işçinin iş güvenliğini bir kişinin iki dudağına teslim ediyor. Yarın sabah işe gelme dediği anda olay bitiyor. Bir de ömür boyu asgari ücrete mahkum ediliyor. Böyle bir sistem olmaz. Bununla mücadele edilmesi lazım. CHP olarak biz bu mücadeleyi yapıyoruz ama istiyoruz ki bu mücadeleyi yaparken Türk-iş de Hak-iş de DiSK de aynı mücadeleyi aynı kararlılıkla yürütsün. Çünkü işçi işçidir."
işçinin hakkına sahip çıkmak için sendikalar kurulduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sendikalar eğer işçinin hakkına sahip çıkmayacaksa kimin hakkına sahip çıkacak. Özelleştirme konusunda, burada özelleştirme yapacaksanız önce gideceksiniz bir sendikayla konuşacaksınız, izin isteyecekler. Sendikayı ikna edecekler. Burada çalışanları ikna edecekler. Burada çalışanlar ikna olmuyorsa, özelleştirmeyi istemiyorlarsa, biz fabrikamızda çalışmak istiyoruz, biz enerji üreteceğiz, bütün zorlukları aşacağız diyorlarsa hiçbir mesele yok o zaman. Ama maalesef kime satacaklarını önce kararlaştırıyorlar. A, B, C, kimse bunu ben de biliyorum siz de biliyorsunuz. Özellikle özelleştirme uygulamasında, sendika liderlerini çok daha net, çok daha açık kararlı, örneğin Türk-iş'in ve Hak-iş'in genel başkanının çok daha net kararlı bir tavır takınmasını beklerdim."
Siyasetçi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Ben söylerim ama benim dışımda işçilerin haklarını korumak için aidat ödeyen, aidat alan sendikaların da sürekli destek vermesi lazım. Çünkü eğer emek güçlü olursa emin olun demokrasimiz daha güçlü olur. Örgütlü toplumu savunuyoruz, taşeron işçi sendikalaşamıyor. Taşeron işçinin varlık nedeni nedir, sendikalı işçi olmasın diye. Böyle bir şey olur mu?"
Anayasa'ya göre herkesin örgütlenme hakkı olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "işçi örgütlenecek ama siz devlet ve hükümet olarak buna karşı çıkıyoruz. Bu doğru değil ve biz bunu asla ve asla savunmuyoruz. istediğimiz, batı standartlarında, uluslararası çalışma örgütü standartlarında, bizim işçimiz de aynı haklara sahip olsun. Kıdem tazminatı için bir sürü şey yapmak istediler, orada sendikalar net bir tavır takındıkları için şimdilik durdu. Burada siz uzun zamandır mücadele ediyorsunuz, biz nerede bir emek mücadelesi varsa genel başkan olarak ben geliyorum, milletvekillerimiz geliyor, belediye başkanlarımız geliyor."
TEKEL işçilerine de en büyük desteği verdiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Ben grup başkan vekiliydim iki kez gittim. Milletvekillerimiz gittiler. Bütün bu mücadeleyi verdik. Biz istiyoruz ki madem bu mücadeleyi biz veriyoruz, o zaman işçi kardeşlerimiz de bize destek versinler. Bize destek versinler derken sandığa gitsinler, vicdanlarının gereği neyse oylarını kullansınlar."
"Hiç endişeniz olmasın, birleşe birleşe kazanacağız" diyen Kılıçdaroğlu, "Ayrılmayacağız, ayrışmayacağız, kavga etmeyeceğiz, demokratik yollardan haklarımızı kullanacağız. Kavga dövüş onların işine gelir. Çatışma kültürünü beslemek istiyorlar, özellikle bundan kaçınacağız" ifadelerini kullandı.
Ana muhalefet lideri olarak işçilere destek verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Arkadaşlarım size destek veriyor. Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız burada, o da size destek veriyor. En zor günlerinizde yanınızda olacağız. Çünkü kim hak arayışındaysa biz onun yanındayız. Biz mazlumdan yanayız, zalimden yana değiliz."